KARŞILIKSIZ ÇEK DÜZENLEME SUÇU:
6728 sayılı Kanun ile ÇekK’da yapılan değişikliklerden hiç şüphesiz en önemlisi, karşılıksız çek düzenlemenin yeniden şikayete bağlı bir suç haline getirilmiş olmasıdır.
Çek m.5/1 uyarınca, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikayeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi, çek karşılığını muhatap banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi veya kişilerdir. ÇekK m. 5/2 ve 5/3’e göre bu kişiler şunlardır:
Çek hesabı sahibinin gerçek kişi olduğu hallerde, o gerçek kişi ya da kişiler,
Çek hesap sahibinin tüzel kişi olduğu olması durumunda ise bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, bu şekilde bir görev ayrımı yapılmamışsa, yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler.
Karşılıksız çek düzenlenmesi halinde uygulanacak yaptırım adli para cezası olduğundan, çekle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet vermek suçtur(TCKm.45). Suçun oluşabilmesi için;
Çekin kanuni ibraz süresi içerisinde muhatap bankaya yetkili hamil tarafından ibraz edilmiş olması,
Muhatap bankaya ibraz edilen senedin çek hükmünde olması,
Kanuni ibraz süresi içerisinde ibraz edilen çekin kısmen veya tamamen ödenmemesi,
TK 808’de sayılan şekillerden biri ile karşılıksızdır işleminin yapılmış olması ve
Hamilin karşılıksızdır işleminin yapıldığı tarihten itibaren üç ay içerisinde icra mahkemesine şikayette bulunması gerekir.
Karşılıksız çek düzenleme suçunun oluştuğu an ise, karşılıksızdır işleminin yapıldığı andır(Yargıtay 19. CD’nin 05.11.2018 tarih ve 6510/11325 sayılı kararı).
Karşılıksız çek nedeniyle açılacak davalar, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikayetçinin yerleşim yeri icra mahkemesinde görülür(ÇekKm.5/1).
ÇEKTE İBRAZ SÜRELERİ ve ÖNEMİ:
Çekte vade yoktur, ibraz süreleri vardır. Çekte yazılı vade kaydı veya vadeye işaret eden sair kayıtlar geçersizdir. Bu kayıtlar, yazılmamış sayılır. Ancak diğer unsurları geçerliyse çek geçerli olmaya devam eder. TK m.796 hükmü uyarınca kural olarak hamil, çeki ibraz süreleri içerisinde muhatap bankaya ibraz etmelidir. İbraz, çek hesabının bulunduğu banka şubesine veya bu bankanın başka bir şubesine yapılabilir.
TKm.796’ya göre çekin on gün, bir ay ve üç aylık süreler içerisinde muhatap bankaya ibrazı amirdir. İbraz süreleri içinde kalmak kaydı ile çek, görüldüğünde ödenir. Bu süreler hak düşürücü sürelerdir ve iradi olarak uzatılamaz veya kısaltılamaz. Öte yandan ibraz süreleri “çek üzerinde yazılı bulunan” düzenleme tarihi dikkate alınarak hesaplanır. Ancak süre hesaplanırken düzenleme tarihinin kendisi hesaba katılmaz. O yüzden ibraz süreleri, düzenleme tarihinden sonraki gün itibariyle başlar ve on gün, bir ay ve üç ay sonra sona erer.
Bir çekin ibrazı ve protestosu ancak bir iş gününde ve iş saatleri içerisinde yapılabilir. Çeke ilişkin işlemlerin yapılması için kanunla belirli sürenin son günü pazara veya diğer bir tatil gününe rastladığı takdirde, bu süre onu izleyen ilk iş gününü kapsayacak kadar uzar. Aradaki tatil günleri de hesaba dahildir.
TKm.796’da düzenlenen sürelerden hangisinin somut olaya uygulanacağı sorusunun cevabı ise, “çekin üzerinde yazılı olan düzenleme yeri ve ödeme yerine” bakılarak tayin olunur. Buna göre: Eğer çek düzenlendiği yerde ödenecekse, on gün içerisinde muhatap bankaya ibraz olunmalıdır. Buradaki yer ifadesiyle kastedilen ülke sınırlarıdır. Bu konuda görüş birliği olmamakla birlikte, bazı yazarlar yer ifadesinden anlaşılması gerekenin il sınırları olduğunu ifade etmektedirler. Peki bir aylık ve üç aylık süreler hangi hallerde uygulanacaktır? Yukarıda kabul edilen görüş esas alındığında ve TKm.796/1 ve TKm.796/2 hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, ödeme yeri Türkiye ve düzenleme yeri Türkiye ile aynı kıtada yer alan başka bir ülkede bulunan çeklerin bir ay içerisinde Türkiye’deki muhatap bankaya ibrazı gerekecektir. Ödeme yeri Türkiye, düzenleme yeri ise Türkiye’nin bulunduğu kıtadan farklı bir kıtada bulunan çeklerin ise üç ay içerisinde Türkiye’deki muhatap bankaya ibrazı gerekecektir. Anılan hükümlerin uygulama alanı bakımından Türkiye, Avrupa kıtasında sayılır. Çek uygulamasında Akdeniz’e sahili bulunan tüm diğer ülkeler de bu anlamda “Avrupa kıtasında” sayılırlar. Fakat mevcut uygulamanın bugün için il veya ilçe sınırları üzerinden yürüdüğü göz önünde bulundurulduğunda, anılan bir aylık sürenin, ödeme yeri Türkiye sınırları içerisinde olup da düzenleme yeri Türkiye ile aynı kıtada bulunsa da düzenleme yeri ile ödeme yerinin farklı bir il veya ilçe olduğu tüm çeklere şamil olacak şekilde uygulandığını, kıtaların farklılaşması halinde de üç aylık sürenin geçerli olduğunun kabul edildiği ifade edilmelidir. Eğer çek yukarda anılan ibraz süreleri içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmezse bazı sonuçlar meydana gelir. Bunlar:
Hamil kambiyo hukukundan kaynaklı müracaat haklarını kaybeder.
Düzenleyen, çekten bankayı da bağlayıcı şekilde cayabilir ve cayarsa banka ödeme yapamaz.
Cayma yoksa banka ibraz edilen çekte belirtilen bedeli, çek hesabında karşılık bulunması halinde, yine de (isterse) ödeyebilir.
İbraz süresi geçtikten veya karşılıksızlığın tespitinden sonra yapılacak ciro, alacağın devri hükmünde olacaktır.
Hamilin cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı başvurma hakkına ilişkin üç yıllık zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitiminden itibaren işlemeye başlar.
Muhatap banka tarafından çek üzerine konulan bloke kaydı da ibraz süresi içerisinde hüküm ifade edeceğinden, ibraz süresinin geçmesi ile muhatap bankanın bu yükümlülüğü de ortadan kalkar; bloke çözülür, karşılığı serbest kalır.